Yöntemler

Son güncelleme May 30, 2023 Kaynağı Düzenle

Bu yazımızda, artık öğrenmenin ilkelerini belirlediğimize göre; bazı genel yöntemleri de vererek, ilkelerin uygulanmasını daha kolay bir hale nasıl getireceğimizi öğreneceğiz. Kolaydan başlayalım, adım adım kendimizi taktiklerle güçlendireceğiz.

Diğer bir metod da ikiz kart (flashcards) metodu. İngilizce öğrenirken bir kartın arkasına ingilizcesini, önüne Türkçe karşılığını yazmak şeklinde olan bu yöntemi kullanabiliriz ve fakat sadece bu şekilde kullanmaya da mecbur değiliz. Kısa bilgi notları hazırlarken ben akılda kalıcılığı açısından faydalı bir metod olduğunu görmüştüm. Örneğin bir fizik yasası veya formülü hatırlamak için, kartın ön yüzeyine yasanın adını; arka yüzeyine de bilmeniz gereken tanımı veya formülü yazarak kullanabilirsiniz.

İkinci metodumuzun ise Tony Buzan tarafından kavramsallaştırılmış olan Zihin Haritaları metodu. Bu metoda Isaac Newton’un defterlerinde sıkça rastlıyoruz. Yöntem basittir; genelde deftere bir bilgi ağacını çizersiniz ve bilgiler ve konular arasındaki bağıntıları kurmaya çalışırsınız. Aslında bu metot bir anlamda bizim nöronlarımızı temsil eder ve bu nedenle yaratıcılık gerektiren durumlarda bu metodu kullanmak mantıklı olabilir.

Ayrıca SpaceX ‘in kurucusu olan Elon Musk da, “Bir bilgiyi kavrayamıyorsanız belki de o bilginin tutunacak dalı yoktur.” diyerek bu kavram ağacının önemine dikkat çekmiştir. Zaten büyük kurumsal firmalarda da iş yönetimi veya algoritmik yapısı olan işlerde de bu tarz şematik uygulamalar mevcuttur. Bilgisayar IT Uzmanları, Bilişimciler de veritabanının tasarım aşamasında ilişkilendirme diyagramları çizerler ve buna ER Diagraı denir. Algoritma geliştirenler ise Türkçe adıyla Akış Şeması(Flowchart) üretmeyi benzer bir metod üzerinden yaparlar.

Metodun kullanımı basit, bir amaç adına genel görünüm çizmek için, neyin eksik olup olmadığını da görerekten dallandırıp budaklandırıp soy ağacına benzer bir ağaç yapısı çiziyoruz. Mind Map metodunu detaylıca araştırabilirsiniz ancak temel bilgiler bu şekilde ve oldukça uygulaması basit.

Bir söyleşide ünlü yönetmen Tarantino, kurgular ve hikayeler üzerine güzel bir konuşma yapıyor. Fakat ilgi çekici nokta ise şu; Quentin Tarantino, yeniden oluşturma yoluyla öğreniyor. Mesela bir tarihsel bir olayı ele aldığı Soysuzlar Çetesi adlı filmde alternatif bir tarih oluşturularak ikinci dünya savaşındaki durumun farklı bir şekilde konu alındığını görüyoruz. Tarantino, tarihsel bu senaryoyu farklı bir şekilde tamamlıyor. Kendisi yapmış olduğu söyleşide, beğendiği bir kitabı okurken; senarist olarak bu kitabı ben yazsaydım nasıl yazardım diye sorduğunu öğreniyoruz.

Sözün özü Quentin Tarantino bir şeyi öğrenmek için; önceden yapılmış olanı alarak kendi rengini katıp yeniden oluşturuyor ve onu farklı bir şekilde ele alarak farklı yoldan keşfediyor. Örneğin bir Dostoyevski hikayesini “ben yazsaydım nasıl yazardım?” diye sorarak yaratıcılığını artırıyor.

Bu, aslında Albert Einstein ‘ın bahsettiği oyunlaştırma kavramı ile benzeştirebileceğimiz bir yaklaşım. Einstein başarı hakkında konuşurken sürekli olarak çalışmak, oyunlaştırmak ve çeneyi tutmak kavramlarından bahseder. Aslında oyunlaştırmak, taklidi bir şekilde yeniden keşfetmektir. Bir çocuk bir yapbozu defalarca yapabilir veya mahallede oynadığı saklambaç oyunlarını defalarca oynayabilir. Aslında oyunun kuralları hep aynıdır fakat çocuk her seferinde oynarken yeni bir şey keşfeder, her seferinde kendi rengini katar; tıpkı Quentin Tarantino gibi.

Albert Einstein A’yı hayatta başarı olarak tanımlayalım, o zaman A=X+Y+Z’dir;. X çalışmaktır,. Y oyundur,. Z ise çenenizi tutmayı bilmektir.

Son olarak ünlü fizikçi Richard Feynman ‘ın öğrencilerine tavsiye ettiği ve başkalarına öğreterek veya kendi kendine anlatarak öğrenme başlığı altında değerlendirebileceğimiz bir yöntem mevcut.

Yöntemin adımları şu şekilde;

Konunun adını boş bir kağıda yazın.

Konunun bir açıklamasını sayfaya yazın. Başka birine anlatırmış gibi davranın. Bu, neyi anladığınızı vurgulamalı, ancak daha da önemlisi tam olarak bilmediğiniz şeyleri saptamalıdır. Takıldığınız noktalar önemli.

Anlatırken takıldığınız noktaları gözden geçirin. Kaynak materyale geri dönün, yeniden okuyun ve yeniden öğrenin. Adım 2’yi tekrarlayın.

Aşırı derecede karmaşık veya kafa karıştırıcı bir şekilde anlatmışsanız içeriği sadeleştirmek için tekrar deneyin. Dilinizi basitleştirin ve yalın, öz bir anlatım tercih edin.

Bu öğrenme metodunun en büyük katkısı beyaz tahta etkisi adını verdiğimiz bir duruma yol açması. Bu sayede öğrendiğini sandığınız şeyleri başkalarına anlatırken nelerde zorluk çektiğinizi çok net olarak görmenizi sağlıyor bu yöntem. Bu yöntemi, kaynak materyalin ilgili kısmını bitirdikten sonra kullanmalısınız.

Albert Einstein Bir şeyi 6 yaşında bir çocuğa anlatamıyorsanız, siz de anlamamışsınız demektir.

Yazar Fatih Aydın