10 bin Saat Kuralı

Son güncelleme May 30, 2023 Kaynağı Düzenle

Belki öğrenmenin çırağı olduk ancak halen ustası değiliz. Ustası olabilmemiz için, teknikler ve kurallardan haberdar olmamız gerekmektedir; bu kurallardan bir diğeriyse “10 Bin Saat Kuralı” dır.

Sık sık başarılı insanların arkasında yatan gizli bir formül olduğunu düşünürüz. Malcolm Gladwell, 10 Bin Saat Kuralı teorisiyle bu formülü açıklamaya en yakın aday diyebiliriz. Gladwell, bu teorisi, bir insanın gerçek bir uzman olabilmesi için 10,000 saatlik yoğun bir çalışma gerektirdiğini öne sürer. Bu yazıda, Gladwell’un teorisini inceleyeceğiz ve başarıya giden yolda ne kadar çalışma gerektiği konusunda bir fikir edineceğiz.

Gladwell’un teorisi, bir insanın gerçek bir uzman olabilmesi için 10.000 saatlik bir çalışma gerektirdiğini söyler. Bu süre, bir alanda başarılı olmak için gereken minimum süredir. Gladwell’a göre, örneğin müzik yapmak isteyen birinin, bu alanda başarılı olmak için 10.000 saat çalışması gerekmektedir. Bu çalışma, bir müzisyenin yetenekli olup olmadığından bağımsızdır. Belki 10.000 saat çalışmak sizi Mozart yapmaz; ancak çalmak istediğiniz enstrümanın uzmanı haline getirir.

Fatih Aydın Yani herhangi bir X konusunda, 10,000 saat çalıştıktan sonra konunun uzmanı haline gelirsiniz.

10 Bin Saat Kuralı, aslında ne kadar yetenekli olsak da, zihinsel gelişimin uzunca zaman alan bir yolculuk olduğunu bize vurgulamaktadır. Bugün dehaya sahip olarak tanımlayacağımız yüzlerce bilim insanı, müzisyen veya ressam; dehasının önemli bir kısmını çok çalışmasına borçlu. Elbette zeki insanlar konuları daha hızlı kavrayabilir; ancak bu durum onların çalışmasını gereksiz kılacak düzeyde olamaz. Kısacası deneyim, pratik ve tecrübe azımsanmayacak kadar önemli bizim için.

Albert Einstein, Tesla gibi büyük dahiler her zaman bilginin deneyimle elde edindiğini düşünmüş; bu deneyimi yalnız başına elde etmeleri gerektiği konusunda bizi uyarmıştır. Sadece bilim adamları değil, Kafka gibi bir edebiyat dehası da bu yolda yürümüştür;

Franz Kafka Odandan çıkman gerekmez, masanda oturmaya devam et ve dinle… Dinleme bile, sadece bekle… Bekleme bile, gerçekten sakin ve yalnız ol. Dünya özgürce sunacaktır kendini sana… Maskesinden sıyrılmak için başka seçeneği yok, huşu içinde yuvarlanacaktır ayaklarının dibine.

Albert Einstein, yalnız başına odasında çalışırken öğlen yemeğini unutup fikirlerine kendini kaptırırdı. Newton daima yalnız yaşadı ve yemek yemeyi unutacağı bir merak ve dikkatle çalıştı. Tesla büyük buluşlarını yaparken yalnızdı.

Yine Albert Einstein, oğlu Hans Albert Einstein’a yazdığı bir mektupta şöyle söyler;

Eğer öğrenirken zamanın nasıl geçtiğini unutuyorsan, bu en iyi öğrenme şeklidir.

Dünyadaki gelmiş geçmiş iyi yönetmenlerden biri olan Tarkovski ise, insanlara, özellikle gençlere ne tavsiye edersiniz sorusu üzerine şu şekilde tavsiyelerde bulunuyor;

Andrei Tarkovski Bilmem… Sanırım yalnız olmayı öğrenmeleri gerektiğini ve kendi başlarına mümkün olduğu kadar çok zaman geçirmek için uğraşmalarını söylemek isterim. Bugünün gençlerinin hatalarından biri gürültülü, bazen neredeyse agresif etkinliklerde bir araya gelmeye çalışmaları. Kendini yalnız hissetmemek için bu başkasıyla beraber olma arzusu bence çok talihsiz bir gösterge. Her insan çocukluktan itibaren kendiyle zaman geçirmeyi öğrenmeye ihtiyaç duyar. Yalnız olması gerekmez ama kendiyle kaldığında sıkılmamalıdır. Kendi kendine kaldıklarında sıkılan insanlar bana kendilerine verdikleri değer açısından bir tehlikenin içindeler gibi gelir.

Kısacası ister yazar, ister bilim insanı, isterse yönetmen olun, deneyim her zaman bizim için vazgeçilmez bir rol oynamaktadır.

Deneyimden bahsettik, peki deneyimin nasıl elde edildiği önemli mi? Tabii ki.

Bilgiler;

• Derste %5
• Okumakla %10
• Dinlemekle ve Görsellikle %20
• İspat ve Kanıtlarla %30
• Müzakere Ederek / Grupça Tartışarak %50
• Pratik yaparak %75
• Başkalarına Öğreterek %90

yüzdeyle öğrenilebiliniyor. Buradan pratik ve beyaz tahta etkisi dediğimiz başkalarına öğretme konusunun ne denli önemli olduğunu görmekteyiz.

Bu bilgileri göz önünde tutarak sonraki aşamalarda, işin tekniğine geçeceğiz ve öğrenme yöntemlerini inceleyeceğiz.

Yazar Fatih Aydın